![]() |
Yazarı: Beth Revis Sayfa Sayısı: 408 Yayın Yılı: 2011 Yayınevi: Olimpos Liste Fiyatı: 18 TL |
Amy’nin genetik uzmanı annesi ve savaş analizi uzmanı babası yeni bir gezegende insanlığın ilk tohumlarını atmak ve yaşam şartlarını uygun hale getirebilmek üzere Finansal Kaynak Borsası tarafından işe alınır. Yeni gezegene varmak 300 yıl süreceği ve Amy sadece on yedi yaşında olduğu için özel bir izin ile o da bu yolculukta ailesine katılır.
Kendilerinin de aralarında bulunduğu 100 kişilik bilim insanı ve savaş uzmanı dondurularak geminin kargo bölümüne 300 yıl sonra yeni gezegene iniş yapıldığında uyandırılmak üzere yerleştirilir. Ama yüzlerce yıl sürecek olan bu yolculuk için evet demeden önce Amy’nin 50 yıl erken uyandırılacağından haberi yoktu... Üstelik kendi kurallarıyla yaşayan cesur yeni bir dünyaya gözlerini açmayı hiç ummamıştı.
Beth Revis’in müthiş
distopya-bilim kurgu serisinin ilk kitabı olan Evrenin Ötesi kesinlikle tek
solukta okunacak bir kitap. Bu kitabı okuduktan sonra bilim kurgu okumayı ne
kadar çok özlediğimi hatırladım. Konusundan bahsedersek…
Yaşanabilecek başka
bir gezegen bulduğunda yüzlerce ışık yılı uzaklıkta bulunan bu gezene
gidebilmek için Godspeed isimli bir uzay gemisi yapılıyor. Bu gemi o kadar
büyük bir gemi ki içerisinde bilmem kaç dönümlük tarlalar bulundurup yaklaşık
üç bin kadar insan barındırabiliyor. Bunca insanın yiyecek ihtiyacının
karşılanması için inek, tavşan gibi hayvanlar bile yetiştiriliyor. 300 yıllık
bir yolculuğa çıkıldığında ise bu insanların bir uzay gemisi içinde doğması ve
ölmesi kaçınılmaz oluyor. Bir insan popülasyonun oluşturulduğu bu gemi artık
farklı bir dünya oluyor. Fakat gemide yaşayan insanlar geminin asıl amacından
bihaberdir. Geminin içinde tıkılıp kalmalarının tek amacı yeni gezegene ulaşmak
değildir.
Kimsenin varlığından
bile haberdar olmadığı katında buz kadar soğuk insanları yeni gezegene
ulaştırıp tekrar hayata döndürebilmek için orada bulunuyorlardır.
Yeni bir gezegende
nelerle karşılaşacaklarından emin olmadıklarından yolculuğa başlamadan önce
silah uzmanları, orduda çalışanlar ve gezegende ihtiyaç duyulacağına inanılan
insanlar tabut gibi bir kutuda dondurulup yolculuğa çıkarılmıştır. Aslında
kitap da bir dondurulma olayı sırasında
başlıyor. Ailesinin yeni gezegene gidildiğinde ihtiyaç duyulacak insanlardan
biri olması üzerine Amy’nin dondurulması ve morg gibi bir yere konulmasıyla
yani. Halbuki babası ona gidip hayatını yaşama şansı olduğunu söylemişti, Amy
Dünya’da kalıp evlenebilir, çocukları olabilirdi. Fakat annesi ve babası
gezegene varıp çözüldüğünde Amy’nin torunlarının torunları bile ölmüş olacaktı.
Ailesini bırakmak istemeyen Amy ise dondurulmayı ve bir kutu içerisinde
yüzyıllar sürecek bir yolculuğa çıkmayı tercih eder.
Dondurulma olayı çok
acılı bir olaydır, yazar bu kısımlar çok güzel bir şekilde anlatmış. Yani bir
an “Acaba Amy’nin yerinde olsam buna cesaret edebilir miydim?” diye
düşünmüştüm. Kesinlikle cesaret edilebilecek bir şey değildi.
Yolculuğa çıkılmanın
üzerinde 250 yıl geçmiştir ve bundan yaklaşık bir asır önce gemide bir salgın
olmuştur, yüzlerce insan hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine Bilge’lik
sistemine geçilmiş ve insanların hep beraber üremesini sağlayan Sezon
başlatılmıştır. Sezon dediğimiz şey ise hayvanların yılın belli zamanlarında
üremesi gibi yirmilerine gelen insanlarında üremesi. Tuhaf bir şekilde gemideki
herkes aynı zamanda ürüyor ve buna da Sezon diyorlar anlayacağınız. Bilge ise
gemideki her insanın sözünü dinlediği yönetici oluyor ve her yeni nesle ait bir
Çırak yetiştiriyor. Bilge öldüğünde yerine Çırak geçip Bilge oluyor.
Gezegene varmaya 49
yıl kala Amy uyandırılıyor ve bunu kimin yaptığı bilinmiyor. Amy uyandığında
dünya başına yıkılıyor çünkü annesi ve babasının çözülmesine daha 49 yıl vardır
ve geri dondurulması mümkün değildir. Fakat başka bir adamın fişinin de çekilmesi
üzerine daha önemli bir şeyle karşı karşıya olduğunu anlıyor. Üstelik bu adam
Amy kadar şanslı da değildir, kutudan çıkamadığı için boğulmuştur. Birileri
donmuş insanları öldürmek istiyordu ve annesinin ya da babasının fişinin
çekilmesi de an meselesidir. Amy ailesini koruması gerektiğini düşünür ve
fişleri kimin çektiğini bulmak için kolları sıvar.
Bilge ise Amy’nin
kızıl saçları ve beyaz teniyle kendilerinden farklı olduğunu, bir karmaşaya
neden olacağını söyleyip onu öldürmeyi düşünür fakat Çırak buna izin vermez.
Çırak Amy’nin kızıl saçlarının büyüsüne kapılmıştır ve onu korumak için ne
gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu düşünür.
Kitap Çırak ve Amy
olmak üzere iki kişinin ağzından anlatılıyor. Bu tip kitaplardan ne kadar
hoşlanmasam da ikisinden birinin ağzından anlatılmasaydı anlaşılması zor bir
kitap olacaktı. Üç yüzyıl önce doğan ve Dünya’yı gören biri ile Godspeed’de
doğup Dünya hakkında bildiği tek şeyin gördüğü resimler olan birinin aynı olaya
bakış açısı çok farklıdır. Yani ilk defa
iki kişinin ağzından anlatıldığı için memnunum.
İlk başlarda bir
distopya olduğunu anlamasam da kitabın ortalarına geldiğimde distopyanın tüm
özelliklerini güçlü bir şekilde karşımda buldum. Bilge’nin baskıcı tavrı,
gerekirse istediklerini tehdit ile yaptırtması adamın sakladığı bir şeyler
olduğunu düşündürtüyordu. Amy gemiye ayak bastığında ise Çırak’a normal gelen
bir çok şeyin yanlış olduğunu biliyor ve onları buna inandırmak için ayak
diretip duruyordu. İnatçılığı ve inandığı şeylerden vazgeçmeyip onlara ayak
uydurmaması açıkçası çok hoşuma gitti fakat Bilge tarafından yetiştirilen
Çırak’ın bu kadar sorgucu olmaması gerekirdi diye düşünüyorum. Bilge’ye daha
sadık olmalıydı ki etrafında olup biten olayları fark ettiğinde şok
geçirebilsin.
Harley en sevdiğim
karakterlerden biri olup çıkmıştı fakat kitabın sonunda onun için çok üzüldüm.
Tercihlerinden ötürü değil, yaşadığı hayatın ne kadar yetersiz olduğunu, gördüğü
tek yağmurun tavandaki fıskiyeden ibaret olduğu ve yaşamanın nasıl bir duygu
olduğunu öğrenemediği için.
Kitap genel
itibariyle sırlardan örülmüş bir ağ olsa da şaşırmadığım pek çok nokta vardı.
Aslında Amy’nin fişini çeken kişinin kim olduğunu öğrendiğimde gerçekten
şaşırmıştım. Yazarın kalemi o kadar güçlü olmasa da kurgudaki mükemmel taşları
bu eseri sevmeme neden oldu. Kurgu, gerçekten çok iyi. Daha ilk bölümlerde
okuduğum çoğu kitaptan farklı olduğunu gördüm ve çok beğendim. Eğer iyi bir
bilim kurgu kitabı arıyorsanız bence Evrenin Ötesi mükemmel bir kitap.
PUANIM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder