![]() |
Yazarı: Şebnem Burcuoğlu Sayfa Sayısı: 220 Baskı Yılı: 2014 Yayınevi: DEX Liste Fiyatı: 19 TL |
"Türkiye'de kadınların DNA'larına kodlanmış olan evlenme saplantısı, ne yazık ki bizim ailede
daha yoğun. Millete ailesinden genetik miras olarak mavi göz kalır, bize bu evlenme saplantısı kalmış. 'Sinek kadar eri olanın dağ kadar feri olurmuş' atasözü, anneannem Peyker'in lafıdır. Yani o sözü söyleyen ata, bizzat benim anneannem.
Sözün özü, kocan varsa varsın, yoksa da geçmiş olsun. Hele ki bir de 30'una gelip de bekâr kaldıysan bu dünyada yatacak yerin yok!"
Evli misin?
Ya nişanlı?
Sevgilin var mı?
O da mı yok!
Yaş kaç?
Hmm. Anlaşıldı.
Sen en iyisi bu kitabı bir oku. Yalnız değilsin Türk kızı! Senden çok var -ay bunu da yanlış anlayıp trip atarsın sen şimdi. Yok, öyle demek istemedik. Ailen, çevren, eşin-dostun-arkadaşınkankan, hepsi evlilik lafı ediyor değil mi? Ama zor iş.
Koca bulmak ÇOK zor iş arkadaş…
Kocan varsa varsın, yoksa geçmiş olsun.
Dexplus ilk defa bir Türk kitabı çıkardı, okumazsak olmazdı
tabi.
Türk kitabı okumayalı gerçekten uzun bir zaman olmuştu, bu
konuda ön yargılarım olduğu için genelde uzak dururdum fakat tüm ön yargılarımı
kenara atıp Kocan Kadar Konuş’u okumaya karar verdim.
Evlenme çağını geçeli çok olmuş ve hala bir koca adayı
bulamadıysanız, geçmiş olsun.
Otuz yaşına gelen Efsun’un bu işlerde bezi olmayınca ailesi,
onun bir koca bulup evlenmesi için ısrar eder. Efsun ise bir kadının
evlenmekten önce başka öncelikleri olması gerektiğini düşünür, Efsun için
mesele evlilik değil, aşktır. Sabahaddin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı onun
baş ucu kitabıdır ve aşka olan inancını kaybetmemesinin en büyük nedenidir
fakat şu zamana kadar sahip olduğu üç sevgilisi de onun evlilikten daha önemli
şeyler olduğuna olan inancını tebrik etmiş ve üçü de onu aldatıp kendisini
aldattığı kadınlarla da evlenmiştir. Yirmi üç yaşında ve Sidikli lakaplı kuzeni
Merve bile evlilik hazırlıkları yapıyordur. Hal böyle olunca Efsun, bu zamana
kadar hata yaptığını düşünüp ailesine kendisine müdahile etme, yani koca
bulmasında yardım etme izni verir.
En büyük pişmanlığım, yanlış insanlara iyi davranmamdır.
Efsun’un kaçırdığı bir sürü şey vardır fakat ilk işi
kuzenleriyle birlikte kuaföre gidip yenilenmek olmuştur, gerisi çorap söküğü
gibi geliyor dememi bekliyorsanız yanılmışsınız. Asıl zoru hayata tekrar dönmek
ve evlenecek bir adam bulmak ve bunun için kardeşlerinin erkeği elde tutma taktiklerini izlemek.
İşte bunlardan birkaçı:
1-Telefonlarına asla hemen cevap verme
2-Futboldan anlıyormuş gibi yap
3-Masada asla kendin sipariş verme, adam seni muhtaç bir
kedi yavrusu sansın
4-Seni almaya geldiğinde asla hemen aşağı inme,
merdivenlerde 10 dakika bekle.
5-Sakın ilk akşamdan öpüşme
6-Hoşuna gitmeyen bir şey yaptığında asla onu anlamaya
çalışma, trip at.
7-Bunlardan sonra adam köpek olup gelmezse gel bizi bul,
yırtarız kitabı.
Beyin bir hobi değil, bir organdır.
Kuzenlerinin zoruyla bir gece kulübüne gider, alkolü biraz
fazla kaçırır. Şebnem Burcuoğlu’nun deyimiyle ağzıyla içmemiştir Efsun. Bir de
bakmış ki Serdar Ortaç’ın locasında oturuyor. Utançla yerin dibine girmek
isterken kalabalıkta yıllardır görmediği lise arkadaşı Sinan’ı görüyor ve Sinan
Efsun’un yanına yaklaşıyor. Romantik bir karşılaşma olması gerekirken Efsun çocuğun
ayakkabılarına kusarak her şeyi mahvediyor.
Ben olsam benimle evlenmezdim.
Ailesi Sinan’ı potansiyel bir koca olarak görerek Efsun’a
onu elde edebilmesi için taktikler veriyor ki hepsi de acıklı halimize
kahkahalarla gülmemize neden oluyor. Kitabın başından sonuna, neredeyse her
sayfada gülecek bir şey buluyorsunuz. Gerek espriler olsun, gerekse Efsun’un
koca bulma işine yaklaşımı olsun, gülme krizlerine girmenize neden oluyor.
Efsun’a şunu yap diyorlar, zavallım sorgulamadan yapıyor ve batırdığı işten
sıyrılabilmek için cebelleşip duruyor. Bu zamana kadar doğru davranmış olsaydı
koca bulabilirdi diye düşünerek kardeşlerine, annesine ve ailenin diğer
üyelerine ayak uyduruyor.
Dolaptaki kıyma dört günde bozulurken duygular nasıl taze kalıyor?
Aslında bu gerçekten açıklı bir hikaye. Türk kızının
evlenmekten başka derdi olmadığını, bu uğurda yaptığı mücadeleleri anlatan
acıklı bir hikaye fakat yazar öyle bir yazmış ki hem üzülüyor hem de olaya
kahkahalarla gülüyorsunuz. Efsun’un başına gelen her olayda ben bunu yaşadım,
Efsun düştü üzüldüm, Efsun aptalca bir şey yaptı güldüm. Acıklı bir olayı böyle
samimi bir dilde yazarak bizi güldüren Şebnem Burcuoğlu’da bu kitabı
çevresinden esinlenerek yazmış zaten.
Söz konusu aşk olunca çıplak elimizle sıcak tencereye değmekten korkar gibi karşımızdakine değmekten korkuyor muyuz? Kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp demek kolay da şöyle içten bir ‘Seni seviyorum’ mu zor?
Beçlim Bilgin’in Kocan Kadar Konuş’un film olması için
harekete geçtiğiyle alakalı bir yazı okumuştum, doğruluğunu araştırmadım ama
buradan buyurun bakın. tıktık
Şebnem Burcuoğlu’nun ilk kitabı, Kocan Kadar Konuş, samimi
bir dilde yazılmış yüzde yüz Türk kızı eseri. Kitapta geçen her espride, her
pasajda bir Türk dokunuşu görmek mümkün. Yazar kitabı zekice yazmış ve her
cümleyi ustaca işlemiş, ince esprileriyle kitabı mükemmel kılmış. Yaşantımızdan koptuysanız, gülmek istiyorsanız ve hala koca
bulamadıysanız bu harika bir kitap, Kocan Kadar Konuş’u okuyarak hiçbir şey
kaybetmeyeceğinize, hatta büyük kazançlar sağlayacağınıza sizi temin
edebilirim.
“Mehmet, bir şey söylemem lazım sana.”
“Söyle.”
“Ben başka birine aşığım.”
“Ben de gay’im.”
Türk yazarları okuyamıyorum ama Şebnem Burcuoğlu'na gerçekten şans mı versem ne yapsam? Herkes sevdi bu kitabı. :) Seni mimledim bu arada. ^_^
YanıtlaSilKitap zaten romantizmden çok komedi kategorisine giriyor, gülmek istiyorsan gerçekten fena bir kitap değil. Bence bir şans ver, zaten 200 sayfalık kısa bir şey :) Bu arada teşekkürler, hemen bakıyorum :D
Sil