Konusuna gelirsek, özgün bir bilimkurgu ve distopyayı kaleme
alan Teri Terry yine aynı şekilde özgün ve sağlam karakterler yaratmış.
Distopya dendiğinde bende bir ön yargı oluşuyor açıkçası, kitaba biraz tedirgin
başlıyorum. Aslında distopyaları çok severim ama okuduğum başka bir distopyaya
benzemesinden korkuyorum sanırsam. Neyse ki bu kitabı okurken bu düşünceler
aklımın ucundan dahi geçmedi çünkü gerçekten özgün bir şey bu. Ha, belki
benzerleri vardır, onu bilemem ama daha önce okuduğum hiçbir kitaba benzemiyor.
Sadece birkaç ufak pürüzler, karakterlerin davranışları olsun düşünceleri ya da
duyguları olsun beğenmediğim yerler oldu ama bunlar kitabın güzelliğini
gölgelemedi. Zaten bazı pürüzlerle karşılaşmamın sebebi benim düşünce yapım
olduğundan kitabı okuyan ya da okumayı düşünen insanların bakış açısına göre
farklı yorumlar ortaya çıkacaktır. Mesela ben fazla realist bir insan
olduğumdan ikinci kitapta bir noktadan hoşlanmadım ama ona ikinci kitabın
yorumunda değineceğim.
Sene 2054. Yer İngiltere. Ve Kyla ikinci şansı hak eden
suçlulardan biri. Hafızası silinmiş, neden suçlu olduğunu dahi bilmiyor, bunu
bilmeye hakkı yok. Anne ve babasının kim olduğunu bilmiyor. Bir kardeşi var
mıydı, bilmiyor. Hafızası silinmeden önce de ismi Kyla mıydı, onu bile
bilmiyor. Bileğinde bir levoyla yaşamak zorunda, yeri geldiğinde onu
öldürebilecek bir levoyla. Hiç tanımadığı insanlarla yaşamak, onlara anne baba
demek zorunda. Ona ikinci şansa sahip
olduğu için minnettar olması gerektiğini söylüyorlar fakat o bundan pek emin
değil.
Bir insan neden suçlu olduğunu bilmiyorsa suçlu olup
olmadığını nasıl bilebilir?
Kyla diğer programlanmışlardan çok daha farklı. Programlanmanın
amacına karşı koyduğunun henüz farkında değil fakat daha tehlikeli şeyler söz
konusu. Geçmişten gelen fısıltılar…
İçinde asiliğin filizlendiğinin henüz farkında bile olmayan
Kyla’nın programlanmış arkadaşlarından biri olan Adam ile arasındaki romantik
ilişki de kitabı güzel kılan şeylerden biri. Zaten ben Adam’ı çok sevdim,
tamam, sonlara doğru ona sinir olmaya başladığım doğrudur ama sevdim. Aşırı
derecede aptalca davrandı ama sevdim işte, inkar edemem. Yine de ona sinir
oluyorum.
Kitap genel itibariyle iyi kurgulanmış güzel bir eser. Benim
puanım 4 ama tavsiye ettiklerimin arasında. Distopya, bilimkurgu
(Bilimkurguya giriyor mu açıkçası pek emin değilim. Sanırım girmiyor.)
seviyorsanız kaçırmamanız gereken bir kitap.
Serinin diğer kitabı “2055: Büyük Hesaplaşma” yorumunda
görüşürüz diye umut ediyorum. Çünkü o yazıyı yazmak için çok heyecanlıyım,
azıcık spoiler falan verebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder