Merhaba arkadaşlar! Nasılsınız bakalım? Bana soracak olursanız harikayım! Cidden. Aslında bu kadar iyi bir ruh hali içerisinde olmamam gerekir, malum sınavlar falan başladı ama mutluyum işte. Sebebi ne emin değilim, belki de Game of Thrones'un
başlaması bunun en büyük etkenlerinden biridir. Umarım izlemişsinizdir çünkü ben internete düştüğünü görür görmez evde çığlıklar falan atıp hemen izledim. Daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum, bununla alakalı bir yazı paylaşmayı planlıyorum çünkü bununla alakalı konuşulacak tonlarca şey geliyor aklıma.
Evet, Zac ve Mia'yı okuma ekinliği kapsamında Melis Kitaplar Diyarında ve Kitap Dedikodusu ile yorumluyoruz. Kitap Dedikodusu'ndan Merve'nin Zac ve Mia yorumuna buradan ulaşabilirsiniz.
Kitabın içeriğinden uzatmadan bahsetmek istiyorum öncelikle. Ana karakterlerden biri Zac kansere yakalanmış bir vaka, kanser onu iliğinden yakalamış ve bir ümitsizlik kokan parmaklarını Zac'in boynuna dolamıştır. Bu Zac'in dünya üzerinde her gün farklı sebeplerden, daha çok kanserden ölen insanların istatistiklerine takılmasına ve hayattan yavaş yavaş kopmasına neden olmuş ama neyse ki Alman iliği imdadına yetişmiş ve yaşama olasılıklarını arttırmıştır. Hatta bununla alakalı kitapta ufak bir espri var, arkadaşları Zac'e Aman iliğinden dolayı Helga diyor.
Mia ise kansere denen illete tamamen hazırlıksız yakalanmış, dünyanın başına yıkıldığını düşünen alımlı ve güzel bir kız. Tamam, kimse kansere hazırlıklı bir şekilde yakalanmaz ama Zac Mia'ya göre bu durumu daha çok kabullenmiş, doğduğundan beri bunu bekliyormuşcasına kansere aşikar. Mia'ya göre diyorum, yoksa onun için de zor ama Mia... Kanserden önce oldukça sığ, tek derdi nasıl göründüğü ve popüleritesi olan tipik bir liseli. Bu nedenle kanser pençelerini onun boğazına attığından önce bu durumu kabullenmiyor, eski hayatına devam etmek istiyor ve bunu yapamadığını görmesi onu daha da asabileştiriyor.
Odalarının yan yana olması ve Lady Gaga sayesinde tanışıp birbirlerinin hayatlarına dahil oluyorlar. Mia Zac'in sayesinde olgunlaşıyor, Zac Mia'nın sayesinde umuda sımsıkı tutunuyor. Birbirlerine yavaşça bağlanıyorlar.
Beni yorumuma gelince... Bu kitabı oldukça duygusal bir süreçten geçerken okuduğum için beni normalde etkileyeceğinden daha fazla etkiledi. Kedimden ayrılmak zorunda kaldığım, benim için acı dolu günlerdi ve kedimin ismi de Mia olduğundan bu kitabı er elime alışımda o aklıma geldi, üzüldüm de üzüldüm. Neyse ki şuan benimle, oldukça hasta olsa da.
Karakterlerden birkaçı normalde karşılaşsam nefret edeceğim, yapmacıklıklarına yüzümü buruşturarak cevap vereceğim tiksinç insanlardı ama yazarın karakterleri işleyişi çok hoştu, ruhumuzun bile haberi olmadan birden karakterleri sevdirtebilme yeteneğine sahip, muhteşem biri. Gerçi Mia'nın sahneye ilk çıkışından ondan nefret ettim ama onu daha yakından tanıyınca, olayları onun gözünden görünce aslında ne kadar zeki ve güçlü bir insan olduğunu gördüm, onu benimsedim. Etrafındaki insanların hastalığından sonra ona karşı olan tutumlarında yüz seksen derece dönmelerinine karşı gösterdiği tepki, bunlar atlatış tarzı ve boş umutlara bel bağlamayıp kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışması kesinlikle onu benimsememe ve sevmeme sebep oldu. Bazen tökezledi ama en azından pes etmedi. Bence ilk başlarda olan tutumları dışında oldukça sevilesi bir kızdı ki ilk başta öyle olmasaydı Zac ile tanıştıktan sonra böyle bir değişim göstermezdi.
Zac ise ayrı bir dünya. Kafamda oluşan erkek klişeliklerine aykırı, kanserle boğuşurken güçlü ama diğer erkek karakterlere göre oldukça zayıf, eğlenceli, biraz karamsar ama bunu karşısındakine belli etmeyen harika bir insan. Mia'ya son zamanlarda olan tutumunu düşünüyordum da, çok iyi bir arkadaş olabilir. Genel erkek tiplemelerinden nefret ettiğimden Zac'in doğallığı kitabı okurken ona daha yakın hissetmeme sebep oldu.
Kitap bir Zac'in bir Mia'nın ağzından anlatıldığından olaylara farklı bakış açılarında bakabildik, bu çok iyi oldu yoksa Mia'nın davranışlarının sebebini ya da Zac'in aslında nasıl biri olduğunu anlayamayacaktık, bu sebeple yazarın her iki karakterin gözünden anlatması çok iyi olmuş. Elinize alıp kısacık bir zaman diliminde okuyabileceğiniz akıcı, realist bir kitap. Fırsatını bulduğunuzda okumanızı tavsiye ederim.
Şimdilik bu kadar, kısa zamanda görüşmek üzere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder