16 Haziran 2015 Salı

1. Maskeli Kitaplar ile Okuma Etkinliği ✖ Hiçliğin Kıyısında - J. A. Redmerski (The Edge of Never, #1)


Kitap Adı: Hiçliğin Kıyısında
Orijinal Adı: The Edge of Never
Yazarı: J. A. Redmerski
Seri: The Edge of Never, #1
Çevirmeni: Süreyya Çalıkoğlu
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Sayfa Sayısı: 467
Yayın Yılı: 2015
Türü: Romantik, Genç Yetişkin

Goodreads Puanı: 4.31 ( 102, 956 Oylama)
Fiyatı: 25 TL


  Yirmi yaşındaki Camryn, alışılmışın dışında bir yaşam tarzı düşlemektedir. Fakat başına gelen trajediler bu yaşamı kendisinden zorla çekip alınca, ilk bulduğu otobüse atlayarak varış noktasını bilmediği bir yolculuğa çıkar. Çıktığı bu kendini yeniden keşfetme yolculuğunda, kendisi gibi nereye gideceğini bilmeyen, Andrew Parrish adında biriyle tanışır. Fakat Andrew'un da bazı karanlık sırları vardır…

  Andrew yolculukları esnasında Camryn'e kimseye bağlı kalmadan, içinden geldiği gibi yaşama, en derin ve kuytu arzularına teslim olma sanatını öğretir. Ancak Andrew'un ondan gizlediği sır yolun sonunda kendisini beklemektedir. Bu sır ikiliyi bir araya getirebilecek midir, yoksa onları sonsuza dek birbirlerinden ayrılmaya mı mahkûm edecektir?

  "Hiçliğin Kıyısında mı? 'Muhteşemliğin Kıyısı'na ne dersiniz? Çünkü şu anda tam olarak bu durumdayım."

-USA Today-




  Herkese merhaba! Ne kadar harika bir gün demek isterdim ama diyemiyorum çünkü hava o kadar sıcak ki şuan dizüstü bilgisayarım beni öldürüyor, akşama çıkamayabilirim. Hava düne göre biraz daha serin ama serinden kastım da 29 derece olması. Nem %57. Rüzgar ise 6 km/s. Sadece 6, kapıları açıp evi adam akıllı serinletemiyorum bile. Arkadaşlarımla dışarı çıkacağım, çıkamıyorum. Kitap okuyacağım, ellerim terliyor diye okuyamıyorum. Alanya'yı seven insanları anlamıyorum. 


  Şu dizüstünü masaya koyayım. 

  Melis Kitaplar Diyarında ve Kitap Dedikodusu ile düzenlediğimiz Maskeli Kitaplar ve Okuma Etkinlikleri'nde incelediğimiz ilk kitap Hiçliğin Kıyısında oldu. Bugün çekilişimizin son günü, katılmak için tıklayın.

  Eveeeeet, Hiçliğin Kıyısında'yı sonunda okuyabildim. Her seferinde önce kitabın konusundan bahsedeyim diyorum ama yorum yapmadan bunu yapamıyorum. Önce kitaptan bahsedip sonra yorum yapacağım. Ya da hayır, kitabın arka kapağını yukarıdan okuyabilirsiniz, tamamıyla içeriğinden bahsediyor. Şu sıcakta beni yormayın, günahtır. 

  Camryn, kitabın başlarında kendimi bulduğum ve yaşadığı olaylar sebebiyle içine kapanık olan kız... Her şey üst üste gelince ve sevdiklerini teker teker kaybedince hayat onu böyle biri olmaya itmiş ama ilerleyen zamanlarda böyle biri olmasının tek sebebinin kaybettiği insanlar olmadığını anlıyoruz. Cam'in yaşamak istediği hayat normal birinin yaşamak istediği hayat değil. O her sabah kalkıp aynı şeyi yapmak istemiyor, bir üniversiteye gidip ömrünün sonuna kadar sevmediği bir işte çalışmak istemiyor. Tabi onun için bunu söylemesi kolay, zaten üniversiteye gitmiyor ve eğer bir işte çalışacaksa bu üniversiteye gitmesini gerektiren bir iş olmayacak. Ama kalkıp bunu benim gibi iyi bir üniversitede iyi bir bölüm kazanmak için gece gündüz dualar eden, buna rağmen ders çalışmayan birine söylerse garipsenmesine şaşırmaması gerekir. Yine de cesaretini toplayıp ilk otobüs biletini aldığında ona imrenmedim değil. İlerleyen zamanlarda onun yaptığı gibi nereye gittiğimi bilmeden bir otobüse atlamayı ne kadar çok istediğimi fark ettim ki Cam'in içine kapanık karakteri de bana çok benzediğinden bu fikri benimsemem o kadar da uzun sürmedi. Her ne kadar yolda başı belaya girecek olsa da bundan ve yaşadığı düzeni terk etmekten çekinmeyip nereye gideceğini bilmeden bir otobüse atlaması o kadar hoşuma gitti ki. İmrendim. 

  Andrew, babasını kaybetmek üzere olduğundan bu durumla nasıl baş edeceğini düşünmek için bir uçak yerine otobüse atlamış, anı yaşamaktan keyif alan ve oldukça eğlenceli biri. Sadece babasını kaybedeceğini bilmek onun bu kişiliğini biraz gölgelemiş fakat buna rağmen yaşamasını bilen bir insan olduğunu görebiliyoruz. Ve Cam ile tanışmaları da bir otobüste oluyor. İlk başta bazı sebeplerden dolayı birbirlerinden uzak dursalar da Andrew'ın koruyucu yapısı sağolsun kısa zamanda yakınlaşıp birbirlerine içlerini döküyorlar. 

  Kitabın başındaki Cam ile sonundaki Cam arasındaki dağlar kadar farkı Andrew'a borçlu olduğumuzu söylemem gerek. Yazının başlarında da dediğim gibi Cam'in bazı bakımlardan bana benzeyişi kitabı ve karakterleri daha çok benimsememe yol açmış ve kurguya hayran kalmama sebep olmuştu. Daha önce kendisini aramak ve kafasını dinlemek amacıyla nereye gideceğini bilmeden yola çıkan hiçbir karakterle karşılaşmadığımdan bu kitabı oldukça özgün buldum. Fantastik ya da bilim kurgu olmamasına rağmen, sıradan bir hayatı böyle ilgi çekici yapabildiği için yazarın hayal gücüne hayran kaldım. Sonuç olarak, kitabın çıkmasını bu kadar beklememe değdi ve uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. 

  Bir dahaki yorumda görüşmek üzere!


1 yorum:

  1. Benimde hiçliğin kıyısında olan yorumuma bakarsan sevinirim canım! :)

    YanıtlaSil