 |
Yazarı: Jodi Meadows Çevirmeni: Taylan Taftaf Sayfa Sayısı: 352
Yayınevi : Dex
Baskı Yılı: 2012
Liste Fiyatı: 23 TL |
Bundan önceki yaşamında kimdin?
Deneyimli Ruhlar Ve Ruhsuzlar
Binlerce yıldır, Sınır'da milyonlarca ruh yeniden, yeniden dünyaya geldi, her bir yeni yaşamda da geçmiş yaşamlarındaki anılarını ve deneyimlerini beraberinde getirdi. Ana ise bir Yeniruh: yani Ana doğduğunda bir başka ruh yok oldu. Kimse bunun sebebini bilmiyor ve bu, bir felaketin habercisi olabilir.
Ana'nın bir Yeniruh olmasından rahatsız olmayanlar da var.
Bunlardan biri olan Sam, yalnızca bir kez yaşayabilecek bir ruhu sevebilecek mi? Peki Ana'nın düşmanları, insanlar ve yaratıklar, onların birlikte olmalarına izin verecek mi?
Ana, varoluş sebebini açığa çıkarmak zorunda. Fakat onun bu arayışı, reenkarne olup olamayacağını öğrenmek için gittiği Kalp şehrini ve reenkarnasyon yasalarını sonsuza dek yok edebilir.
Jodi Meadows, insan ruhuna bambaşka bir bakış açısı getiren bu hikâyede fantazya ve macerayı birleştirirken, reenkarnasyon ve ruh kavramını sorgulamamızı sağlıyor.
Jodi Meadows’un reenkarnasyon temalı Ruhsuz daha çıkar
çıkmaz bir sürü yorum aldı. Etkileyici kapağı ve farklı konusuyla elden ele,
dilden dile gezdi ve ben de merak ettim. Gerçekten iyi bir kitap mı diye.
Muhteşem bir kitaptı. Fantastik tutkunu olan biri olarak
gerçekten iyi kitaplara rastlamak zor. Ne yalan söyleyeyim, bir kitapta ilk
baktığım şey kapağıdır. Ondan sonra içeriğini okuyup bana uygun olup olmadığını
anlarım ve genellikle muhteşem kapaklı çoğu kitap beklentilerimi karşılayamaz.
Bundan çok yakınırım. Ruhsuz’a da aynı önyargıyla yaklaşmıştım fakat iyi ki de
okumuşum diyorum. Şimdi biraz içeriğinden bahsedeyim.
Janan’ın yarattığı ruhlar Dünya’nın başlangıcından bugüne
kadar yaşadığı bedenleri terk edip farklı bir bedende doğdular. Bedenler hep
farklılık gösterdi. Bazen kız, bazen erkek doğuyorlardı. Bazen sarışın, bazen
esmer. Bazen güzel bazen çirkin. Tek değişmeyen şey ruhlardı.
Bir bebeğin doğar doğmaz konuşmasını düşünün. Bu onun için sıradan
bir şeydir çünkü daha önceki yaşamında öğrenmiştir bunu. Ya da üç yaşındaki bir
müzisyenin parmaklarının arasında kayan piyanı tuşlarını hayal edin.
Birbirlerini beş bin yıldır tanıyan insanlar için bu çok normal bir şeydir.
Ölümünden sonra bir ruhun geri dönmesi beklenirken doğan
bebeğin korku dolu çığlığı duyulur. Geldiği dünya onun gözünü korkutmuştur,
etrafına toplanan insanların mırıldanmaları onun için bir anlam ifade
etmiyordur. O bir yeni ruhtur.
Ana, bir başka ruhun yerine geldiğini öğrendiğinden beri bunun
nedenini merak etmiştir. Annesi Li’nin onu itip kakması, insanların ondan
olabildiğince uzaklaşması ve tek bir arkadaşa dahi sahip olamaması kendisini
yeterince değersiz hissetmesine sebep oluyordur zaten. Kimsenin, annesinin bile
onu istemediği gerçeğini kabullenmiştir.
İnsanlar ise korkuyordur. Beş bin yıllık arkadaşlarını
kaybetmeleri şöyle bir yana dursun öldüklerinde bir daha gözlerini
açamayacakları düşüncesi onları tir tir titretiyordur.
Ana tüm sorularını cevabını almak için on sekizinde evden
ayrılmaya karar verir ki annesi buna dünden razıdır. Kalp’e giderken yolda hava
perilerinin saldırısına uğrar ve kurtarıcısı onun ilk arkadaşıdır ama Ana
kimsenin onu istemediğine kendini o kadar inandırmıştır ki Sam’e güvenemez.
Onunla beraber Kalp’e geldiğinde ise oranın vatandaşı olmadığı için
giremeyeceği söylenmiştir. Ya Sam onun eğitimiyle ilgilenecek ve onu evine
alacaktır ya da Ana tekrar Li’ye, ev demeye bin şahit ister kulübesine
dönecektir.
Kitabı okurken durup “Vay be.” Dedim. Jodi müthiş cümleleri
ve Ana ile öyle bir şey yazmış ki insan tek bir kelime dahi kaçırmamak için
sayfaları yavaş yavaş çeviriyor. Ana’nın duygularını öyle bir aksettirmiş ki
bir süre sonra Ana gibi kendimi değersiz hissettiğim doğrudur. Onun duygularını
ve sözlerini hissederek okudum.
Sam… Sam kitap boyu beni o kadar sinir etti ki dans
olmasaydı ondan nefret edebilirdim. Ana’ya nazik davranmasının yanı sıra onunla
arasına bir mesafe koyması sinir bozucuydu, ona acı çektirdi. Cümlelerde
Ana’nın acısını hissettim ama dans… Maskelerinin ardında ettikleri dans ona
karşı olan bütün kötü düşüncelerimi sildi süpürdü. Ana için yaptığı onca şeyden
sonra benim için vazgeçilmez oldu. Sam ve Ana ikilisine bayıldım.
Bir de tapınak olayı var. Sonlara doğru olaylar daha bir
mükemmelleşti, heyecan arttı ve merak hat safhaya yükseldi. Tapınak en az
Harikalar Diyarı kadar ilginç bir yerdi. Beklentilerimi karşıladı ve iyi bir
şekilde bitti. Kesinlikle okunması gereken bir kitap.
PUANIM