28 Mart 2015 Cumartesi

Kitap Yorumu ✖ Tesadüfler - Melis Özün Uslu & Yusuf Özoğul (Bilinmeyen, #1)

Kitap Adı: Tesadüfler
Yazarı: Melis Özün Uslu & Yusuf Özoğul
Yayınevi: Olimpos Yayınları
Sayfa Sayısı: 306
Yayın Yılı: 2015
Liste Fiyatı: 18 TL


   Merhaba millet! Nasılsınız bakalım? Tamam, uzun zamandır ortalarda görünmediğimi biliyorum ama sınav haftam vardı ve bilgisayarım bozulmuştu. Sınav haftamda bilgisayarımın bozulması aslında iyi oldu ama yine çalışmadım işte, aptalın tekiyim. YGS öğrencisiyim diye streslere giriyorum falan ama çalışmakla uzaktan yakından alakam yok.

   Henüz yazılı haftam bitmiş sayılmaz, üç yazılım daha kaldı ama onları hallederim ya. Bir tek halledemeyeceğim edebiyat var... Onda da şuan işlediğimiz konular falan eğlenceli, İngiliz edebiyatıdır, Alman edebiyatı falan işliyor büyük yazarlar ve klasikleri görüyoruz. Şu sıralar aşırı klasik okumak istiyorum o sebeple ama elimde tonlarca kitap var.

   Tonlarca kitap var demişken...

   Bir iki hafta sonra bomba gibi geliyorum, ya da Cadılar  olarak geliyoruz diyeyim. Bomba gibi kitaplar var, hem de bir sürü. Takipte kalın bence.

   Bu arada Ukitap'a katıldım, takas ettiğim birkaç kitap gelsin onunla alakalı da bir post paylaşmayı düşünüyorum. Orayı gerçekten çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Ben zaten okuduğu kitapları elinde tutmayı seven bir insan değildim, burası tam benlikmiş.

   Gelelim yorumlamak istediğim kitaba.

   Bilinmeyen Serisi'nin ilk kitabı, Tesadüfler ile karşınızdayım. Kitap çıkalı çok olmadı, yanlış hatırlamıyorsam turunu da Mavi Ay Kitap Kulübü yapmıştı ve ben de okuma şansı buldum. Kitabın yazarları (Evet, yazarları!) Melis Özün Uslu ve Yusuf Özoğul'u ilk defa okuyorum ve söyleyebilirim ki oldukça akıcı bir anlatıma sahipler. Kitap 300 sayfa kadar zaten, çok fazla değil ve akıcı da olduğundan hemencecik bitiveriyor.

   Konusundan biraz bahsedecek olursak... Arka kapağı okuyarak kitap hakkında oldukça az bilgiye sahip olacağınızdan spoiler vermeden sizi kitabın konusu hakkında bilgilendirmek istiyorum. Öncelikle, bu bir fantastik kitap. Türk ve fantastiği her ne kadar bağdaştıramasak da daha önce Tuba Arık'ın kitabı Paranoya gibi örneklerini gördüğümüzden kesinlikle ön yargılı yaklaşmıyoruz. Yine Paranoya'daki gibi yabancı isimler kullanılsa da bu beni artık rahatsız etmiyor, hatta bazen Tesadüfler gibi fantastik kitaplarda yabancı isimlerin kullanılması oldukça mantıklı oluyor.

   Kitap Alexander'ın Grand Marais'e gelmesiyle başlıyor. Alex Grand Marais'ten ciddi anlamda nefret ediyor ilk başlarda, zaten sırf annesi yalnız kalmasın diye oraya gidiyor ve yeni bir liseye başlıyor. Bana sorarsanız Alex bu konuda biraz saçma bir davranış sergiliyor çünkü yaşadığı ev oldukça eski ve güzel bir yer, yaşadığı yer ise sürekli kapalı bir havaya sahip. Yağmur... Alex'in bunları sevmemek için deli olması gerek.

   Alex'in büyükannesi de Grand Marais'te yaşıyor, üstelik büyükannesinin arkadaşının torunu olan Cristina ile aynı okula gidecek. Cristina ise Türk kökenli, büyükannesinin pastanesinde takılan kendi halinde bir kız. Okulda başına bela olan bir tip olması dışında normal bir hayata sahip, okul sakinleri tarafından dışlanan bir karakter. Alex ile karşılaştıktan sonra çok yakın arkadaş oluyorlar ve başlarına gelen gizemi çözmek için kafa kafaya veriyorlar.

   Daha sonra sahneye Rachel, Harry ve Nicholas çıkmasıyla Alex'in arkadaşlarıyla beraber sorumlulukları da artıyor. Gizemli bir şekilde kendisini bulan ve nasıl açılacağını bilmediği bir kitap, bu kitabı ele geçirmek isteyen kötü güçler ve her birinin edindiği özel güçler... Bütün bunlar bu kitapta toplanmış, ikinci kitabını ise merakla bekliyoruz.

   Kitap Alex ve Cristina olmak üzere iki bakış açısıyla, birinci tekil şahıstan kaleme alınmış. Bu konu hakkında bir bilgim yok ama tahminimce Cristina'ı Melis Özün Uslu, Alexandra'yı Yusuf Özoğul yazmış olabilir. Öyle ya da değil, iki bakış açısını da çok beğendim ama en sevdiğim Alex'in bölümleriydi. Ve bence iki bakış açısıyla yazılması iyi olmuş çünkü bazı kısımlar var ki her iki tarafta da neler olduğunu bilmemiz gerekiyor.

   Rahatsız olduğum tek bir nokta var, onu söylemeden geçemeyeceğim ki olayların gidişatıyla ilgili. İlişkiler çok ama çok hızlı ilerledi, gözümü bir an kapattım ve bir baktım onla o çıkmaya başladı. Yani tek bir kitap değil, seri sonuçta ve bence ilişkiler biraz daha ağır işlenebilirdi, işlense daha iyi olurdu çünkü karakterlerin birlikteliğine alışır ve onların beraber olmasını severdik. Bunun dışında oldukça iyi ve okunası bir kitaptı, hatta okuduğum birkaç kötü kitaptan sonra ilaç gibi geldi. Başta belirttiğim gibi akıcılığı bu kitabı çok güzel okutturuyor ve ben bu kitabı okurken bir nevi dinlendim, rahatladım. Belki de stres ve sınav dolu zamanlarımdan birine geldiğindendir, bilemem.

   Evet, yorumun sonuna gelmiş bulunmaktayız ve bu kitabı öncelikle fantastik sevenlere, daha sonra Türk yazar okuyucularına ve (hala kaldı mı bilmiyorum ama) Türk yazarların fantastik yazmalarına ön yargılı yaklaşan arkadaşlara tavsiye ediyorum. Bir zamanlar ben de aşırı ön yargılıydım bu duruma fakat birkaç güzel örneğini okuyunca önceliği onlara verir oldum, Paranoya gibi. Paranoya'yı da okumadıysanız bir an önce okuyun derim. Bu kitap için de Duygu Hanım'a çok teşekkür ederim. Şimdilik benden bu kadar, görüşmek üzere!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder