18 Haziran 2015 Perşembe

Anime Yorumu ✖ Death Note (2006)



  Herkese merhaba! Gecenin bir vakti buralarda ne işim var, henüz ben de çözemedim ama bu yazıyı yazıp yayınlamayı çok istedim. Birkaç dakika önce Death Note'u bitirdim ve koskocaman bir hüzün yumağı beni sardı. İlk defa anime dizi izledim ve Death Note'u o kadar çok sevdim ki hem bittiği için, hem de sonunda olanlar yüzünden oturup ağlamak istiyorum. Kardeşimle beraber başlamıştım bu diziye, bittikten sonra o oturup hüngür hüngür ağladı. Hani çok dramatik ya da hüzünlü bir anime değildi Death Note, o kadar güzeldi ki insan bitmesin istiyordu. Sırf bitmesin diye merakımdan ölmeme rağmen birkaç bölümü ertesi güne sakladığım oldu. Ama şimdi bitti. 




  Ağlamak istiyorum ya. 

  Bu benim izlediğim ilk anime ve anime izleyen ya da izlemeyen ki anime izleyenler Death Note'u izlemeden geçmemiştir, herkesin izlemesi gerektiğini düşünüyorum. O kadar güzel, o kadar etkileyici, o kadar zekice ve kurgusu o kadar iyiydi ki nasıl bittiği bile umurumda değil, bitmiş olması içimi parçalıyor. En ne zaman bir şeye bu kadar üzüldüm hatırlamıyorum. 


  Death Note, Ölüm Meleklerinden biri olan Ryuk'ün defterlerinden birini Dünya'ya düşürmesi ile başlıyor. Onun yaşadığı dünya öyle sıkıcı ve kasvetli ki hayatında olacak en ufak bir değişikliğe aç durumda. Hal böyle olunca defterini bırakıveriyor insanların kucağına. 

  Light ise derslerinde oldukça başarılı, zeki ve özgüveni yüksek, üniversite sınavına hazırlanan lise sondaki bir çocuk. Etrafındaki insanlar, özellikle de kızlar ona hayran ama o da Ryuk ile aynı kaderi paylaşıyor. Hayatı o kadar sıkıcı ve anlamsız ki... Dünya artık güzel bir yer olmaktan çıkmış, suç oranı almış başını gidiyor ve Light yaşadığı hayatta bir anlam bulamamakta. Bir gün ders sırasında gökten bir defterin düştüğünü görüyor. Bilin bakalım, ne defteri bu? Ölüm defteri, evet. Light ders çıkışında defterin düştüğü yere gidiyor, defteri alıp inceliyor ve arkasında yazan kuralları görünce gülüp geçiyor çünkü kurallarda deftere birinin adı yazıldığında o kişini 40 saniye içerisinde öleceği yazıyor. Her ne kadar bu durum ona komik gelse de defteri çantasına atmaktan geri durmuyor. Defterin arkasında yazan kuralları buraya yazmak istedim. 


1 - Ölüm defterinden ufacık bir parça bile defterin bütün özelliklerini taşır.

2 - Deftere dokunan her kişi o defterin ölüm meleğini görebilir.

3 - Defter sahibi ile ölüm meleği arasında bir göz takası vardır. Ölüm meleğinin gözleri bir insanın başının üstünde onun ismini ve kalan zamanını görür. Defter sahibi kalan hayatının yarısına karşılık bu yeteneği alabilir.

4 - Ölüm meleği defter bitene veya yok edinlene kadar dünyada defterin sahibiyle kalmak zorundadır. Eğer defter sahibi ölürse ölüm meleği defteri başka birine vermek zorundadır.

5 - Ölüm meleği defterle ilgili hiçbir şeyi defter sahibine söylemek zorunda değildir.

6 - Defterin sahibi sahiplikten vazgeçerse defterle ilgili bütün anılarını unutur ve ölüm meleğini artık göremez.Ancak deftere tekrar dokunursa ölüm defterine dair tüm hafızası geri gelir.

7 - Defter sahibi ölüm meleği gözlerine sahipken defterin sahipliğinden vazgeçerse ölüm meleği gözleri gider ama giden yaşam süresi geri gelmez.


8 - Ölüm meleği gözlerine sahip olanlar yalnızca kendi yaşam sürelerini ve defter sahiplerinin yaşam sürelerini göremezler.

9 - İnsan dünyasında en fazla 6 adet ölüm defteri bulunabilir. eğer bir 7. olursa herhangi bir defter kullanılmayacak hale gelene kadar aktif olmaz.

10 - Eğer deftere yazılan ölüm başka insanlarıda öldürüyorsa ölüm yazılan şekilde gerçekleşmez. Kişi kalp krizinden ölür.

11 - İmkansız olan ölümler gerçekleşmez. Kişi kalp krizinden ölür. Örneğin şu anda İstanbul'da olan bir kişi için 1 saat sonrasına New York Özgürlük Anıtı önünde bir ölüm yazıldı. Fiziksel olarak bir saatte İstanbul'dan New York'a gitmek mümkün olmadığından dolayı ölüm yazılan şekilde gerçekleşmez.

12 - Bir shinigami, gözlerini kullanarak defter kullanıcısına bir insanın ismini söyleyemez.Ancak o kişiyi bizzat öldürebilir.



  Bunları Wikipedia'dan buldum, tabi hepsi defterin arkasında yazmıyordu ama defterin ne kadar muhteşem bir şey olduğunu bilmenizi istedim. Harika düşünülmüş. 


  Light eve gittiğinde defterin bir şakadan ibaret olup olmadığını denemek için televizyonda gördüğü bir suçlunun adını yazar. Ve suçlu öldüğünde Light nasıl bir gücün eline geçtiğini görerek Dünya'yı daha iyi bir yer yapabilmek adına suçlulara yönelir. Kısa sürede Light'ı insanlar Kira olarak anmaya başlar ve Kira'nın ünü tüm Dünya'ya ulaşır. Ama ne var ki polis Light'ın yaptığının adam öldürmekten başka bir şey olmadığını düşünür ve Light'ın katil olduğu kanısına varır. Bundan sonra akıl almaz bir kovalamaca başlar. 

  Polisin çözemediği bir çok suçu çözmekle ünlü L, sonunda bu davaya el atar ki bence en iyi kısmı bundan sonra başlıyor. Light normal bir insandan kat kat daha zeki olabilir ama L'in de ondan aşağı kalır yanı yok. Eşit şartlar sağlanınca bu kovalamaca anlam kazanır bir hale bürünür. 



  Ölüm defteri gibi harika bir unsuru barındırmasının yanı sıra oldukça zeki işlenmiş, dudak uçuklatan cinsten zeki karakterleri bulunan bu anime bazen komik, bazen aksiyon dolu oldu. Bazen dedim ki, aha Light, bundan paçayı kurtarman imkansız. Ama Light yine de bir şeyler yapıp insanların gözlerini boyamayı ve mükemmel bir şekilde işten yakasını sıyırmayı başardı. Bazen L öyle adımlar atıyordu ki neredeyse Kira'yla burun buruna geliyordu. Bu kadar heyecan dolu ve zekice bir şeyle henüz karşılaşmadım ben.


  Dizi otuz yedi bölümden oluşuyor ve her bir bölüm 20 dakika. Ve ben hayatımın en güzel 12 saat 20 dakikasını geçirdim diyebilir miyim? Evet diyebilirim. 

  Benim için en etkileyici bölümler 25. ve 37. bölümler oldu, ikisinde de büyük kayıplar verildi. Ben 25. bölümde olanları final anına kadar sindiremedim ki, hala da sindirebilmiş sayılmam. Ne kadar sinirlerim bozulursa bozulsun, ne kadar üzülürsem üzüleyim Death Note fırtına gibi esip geçti. Final ise... Sanırım ondan bahsedemeyeceğim ya. İçten içe buna yakın bir şey olacağını biliyordum ama düşünmekle düşündüğünü karşında bulmak aynı şey değil maalesef, hala etkisinden sıyrılamadım. Sinirlenmek istiyorum ama izlediğim en güzel şey olduğundan bunu yapamıyorum. Spoiler vermeden konuşmak da beni rahatlatmıyor açıkçası. Eğer Death Note'u izleyip de bu yazıyı okuyanlarınız varsa sizinle konuşmayı gerçekten çok isterim. Konuşulacak bir sürü şey var. 

  Hala bittiğine inanamıyorum!

  Son ana kadar çoğu izleyenin aksine L'i tuttum ve Light'ın sonradan dönüştüğü insandan nefret ettim ama yine de finali kaldıramıyorum. Bir an önce mangalarını da almayı planlıyorum. 

  Sanırım benden bu kadar. Death Note'u izleyin. Lütfen. Çok şey kaçırırsınız, benden söylemesi. 

  Başka bir yorumda görüşmek üzere!


5 yorum:

  1. Hey dostum, death note super bi animedir. Zevkle izlediginden eminim. Sailor moon live ve normal animesini de izldmeni tavsiye ederim şiddetle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Death Note süperdi, evet :D Ben de yeni bir animeye başlamayı planlıyordum, tavsiyen iyi oldu :) Teşekkür ederim.

      Sil
  2. Filmi vardı ben filmini izlemiştim evet çok güzeldi gerçekten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmini henüz izleyemedim ama onu da izlemeyi çok istiyorum yaa :D Bence animesini de izlemelisin ama :)

      Sil
  3. Gerçekten çok iyi düşünülmüş, müthiş kurgulanmış bir yapım. Her bölümünü heyecanla izledim. Anime izleyen arkadaşlar hep tavsiye etti ama bir türlü vakit bulup izleyememiştim Kidz-Animez'de gördüm bende soluksuz izledim. Açılış-kapanış şarkılarını da çok beğendim. İzlemeye değer kesinlikle :) İzlememe vesile olmuş Kidz TV'ye teşekkür de edeyim bari buradan :D :)

    YanıtlaSil