22 Haziran 2014 Pazar

Kitap Yorumu ✖ Ruhsuz - Jodi Meadows (NEWSOUL #1)

Yazarı: Jodi Meadows
Çevirmeni: Taylan Taftaf
Sayfa Sayısı: 3
52
Yayınevi : Dex
Baskı Yılı: 2012
Liste Fiyatı: 23 TL
Bundan önceki yaşamında kimdin?  
Deneyimli Ruhlar Ve Ruhsuzlar 
Binlerce yıldır, Sınır'da milyonlarca ruh yeniden, yeniden dünyaya geldi, her bir yeni yaşamda da geçmiş yaşamlarındaki anılarını ve deneyimlerini beraberinde getirdi. Ana ise bir Yeniruh: yani Ana doğduğunda bir başka ruh yok oldu. Kimse bunun sebebini bilmiyor ve bu, bir felaketin habercisi olabilir. 
Ana'nın bir Yeniruh olmasından rahatsız olmayanlar da var.
Bunlardan biri olan Sam, yalnızca bir kez yaşayabilecek bir ruhu sevebilecek mi? Peki Ana'nın düşmanları, insanlar ve yaratıklar, onların birlikte olmalarına izin verecek mi?
Ana, varoluş sebebini açığa çıkarmak zorunda. Fakat onun bu arayışı, reenkarne olup olamayacağını öğrenmek için gittiği Kalp şehrini ve reenkarnasyon yasalarını sonsuza dek yok edebilir.  
Jodi Meadows, insan ruhuna bambaşka bir bakış açısı getiren bu hikâyede fantazya ve macerayı birleştirirken, reenkarnasyon ve ruh kavramını sorgulamamızı sağlıyor.


Jodi Meadows’un reenkarnasyon temalı Ruhsuz daha çıkar çıkmaz bir sürü yorum aldı. Etkileyici kapağı ve farklı konusuyla elden ele, dilden dile gezdi ve ben de merak ettim. Gerçekten iyi bir kitap mı diye.

Muhteşem bir kitaptı. Fantastik tutkunu olan biri olarak gerçekten iyi kitaplara rastlamak zor. Ne yalan söyleyeyim, bir kitapta ilk baktığım şey kapağıdır. Ondan sonra içeriğini okuyup bana uygun olup olmadığını anlarım ve genellikle muhteşem kapaklı çoğu kitap beklentilerimi karşılayamaz. Bundan çok yakınırım. Ruhsuz’a da aynı önyargıyla yaklaşmıştım fakat iyi ki de okumuşum diyorum. Şimdi biraz içeriğinden bahsedeyim.

Janan’ın yarattığı ruhlar Dünya’nın başlangıcından bugüne kadar yaşadığı bedenleri terk edip farklı bir bedende doğdular. Bedenler hep farklılık gösterdi. Bazen kız, bazen erkek doğuyorlardı. Bazen sarışın, bazen esmer. Bazen güzel bazen çirkin. Tek değişmeyen şey ruhlardı.

Bir bebeğin doğar doğmaz konuşmasını düşünün. Bu onun için sıradan bir şeydir çünkü daha önceki yaşamında öğrenmiştir bunu. Ya da üç yaşındaki bir müzisyenin parmaklarının arasında kayan piyanı tuşlarını hayal edin. Birbirlerini beş bin yıldır tanıyan insanlar için bu çok normal bir şeydir.

Ölümünden sonra bir ruhun geri dönmesi beklenirken doğan bebeğin korku dolu çığlığı duyulur. Geldiği dünya onun gözünü korkutmuştur, etrafına toplanan insanların mırıldanmaları onun için bir anlam ifade etmiyordur. O bir yeni ruhtur.

Ana, bir başka ruhun yerine geldiğini öğrendiğinden beri bunun nedenini merak etmiştir. Annesi Li’nin onu itip kakması, insanların ondan olabildiğince uzaklaşması ve tek bir arkadaşa dahi sahip olamaması kendisini yeterince değersiz hissetmesine sebep oluyordur zaten. Kimsenin, annesinin bile onu istemediği gerçeğini kabullenmiştir.

İnsanlar ise korkuyordur. Beş bin yıllık arkadaşlarını kaybetmeleri şöyle bir yana dursun öldüklerinde bir daha gözlerini açamayacakları düşüncesi onları tir tir titretiyordur.

Ana tüm sorularını cevabını almak için on sekizinde evden ayrılmaya karar verir ki annesi buna dünden razıdır. Kalp’e giderken yolda hava perilerinin saldırısına uğrar ve kurtarıcısı onun ilk arkadaşıdır ama Ana kimsenin onu istemediğine kendini o kadar inandırmıştır ki Sam’e güvenemez. Onunla beraber Kalp’e geldiğinde ise oranın vatandaşı olmadığı için giremeyeceği söylenmiştir. Ya Sam onun eğitimiyle ilgilenecek ve onu evine alacaktır ya da Ana tekrar Li’ye, ev demeye bin şahit ister kulübesine dönecektir.

Kitabı okurken durup “Vay be.” Dedim. Jodi müthiş cümleleri ve Ana ile öyle bir şey yazmış ki insan tek bir kelime dahi kaçırmamak için sayfaları yavaş yavaş çeviriyor. Ana’nın duygularını öyle bir aksettirmiş ki bir süre sonra Ana gibi kendimi değersiz hissettiğim doğrudur. Onun duygularını ve sözlerini hissederek okudum.
Sam… Sam kitap boyu beni o kadar sinir etti ki dans olmasaydı ondan nefret edebilirdim. Ana’ya nazik davranmasının yanı sıra onunla arasına bir mesafe koyması sinir bozucuydu, ona acı çektirdi. Cümlelerde Ana’nın acısını hissettim ama dans… Maskelerinin ardında ettikleri dans ona karşı olan bütün kötü düşüncelerimi sildi süpürdü. Ana için yaptığı onca şeyden sonra benim için vazgeçilmez oldu. Sam ve Ana ikilisine bayıldım.


Bir de tapınak olayı var. Sonlara doğru olaylar daha bir mükemmelleşti, heyecan arttı ve merak hat safhaya yükseldi. Tapınak en az Harikalar Diyarı kadar ilginç bir yerdi. Beklentilerimi karşıladı ve iyi bir şekilde bitti. Kesinlikle okunması gereken bir kitap. 


PUANIM


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder