15 Aralık 2014 Pazartesi

Kitap Yorumu ✖ 2045: Çıkış Yok - Teri Terry (SLATED, #1)


Kitabın Adı: 2054: Çıkış Yok
Yazarı: Teri Terry
Bağlı Olduğu Seri: Slated,  #1
Çevirmeni: Özgecan Kunt
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 368
Baskı Yılı: 2013
Liste Fiyatı: 20 TL



Kyla'nın hafızası silindi, kişiliği yok edildi, anıları sonsuza dek kayboldu. O programlandı. 



Hükümet onun bir terörist olduğunu ve kurallarına uyduğu takdirde ona ikinci bir şans vereceklerini söylüyor. Fakat geçmişin yankıları Kyla'nın zihninde fısıldaşıyor. Birileri ona yalan söylüyor ve hiçbir şey göründüğü gibi değil.


Gerçeği ararken kime güvenebilir? Yakalayan, ürperten ve fazlasıyla gerçek. Elden bırakılamayacak bir macera romanı.
 
Yorumunu yapmak için sabırsızlandığım, okurken keyif aldığım bir serinin ilk kitabıyla karşınızdayım. 2054: Çıkış Yok. Bu yazıyı okumaya devam etmeden önce şu kapağın, renklerin güzelliğine bakın derim. Serinin tüm kitaplarının kapaklarının birbirinden güzel olduğunu düşünüyorum.

Konusuna gelirsek, özgün bir bilimkurgu ve distopyayı kaleme alan Teri Terry yine aynı şekilde özgün ve sağlam karakterler yaratmış. Distopya dendiğinde bende bir ön yargı oluşuyor açıkçası, kitaba biraz tedirgin başlıyorum. Aslında distopyaları çok severim ama okuduğum başka bir distopyaya benzemesinden korkuyorum sanırsam. Neyse ki bu kitabı okurken bu düşünceler aklımın ucundan dahi geçmedi çünkü gerçekten özgün bir şey bu. Ha, belki benzerleri vardır, onu bilemem ama daha önce okuduğum hiçbir kitaba benzemiyor. Sadece birkaç ufak pürüzler, karakterlerin davranışları olsun düşünceleri ya da duyguları olsun beğenmediğim yerler oldu ama bunlar kitabın güzelliğini gölgelemedi. Zaten bazı pürüzlerle karşılaşmamın sebebi benim düşünce yapım olduğundan kitabı okuyan ya da okumayı düşünen insanların bakış açısına göre farklı yorumlar ortaya çıkacaktır. Mesela ben fazla realist bir insan olduğumdan ikinci kitapta bir noktadan hoşlanmadım ama ona ikinci kitabın yorumunda değineceğim.

Sene 2054. Yer İngiltere. Ve Kyla ikinci şansı hak eden suçlulardan biri. Hafızası silinmiş, neden suçlu olduğunu dahi bilmiyor, bunu bilmeye hakkı yok. Anne ve babasının kim olduğunu bilmiyor. Bir kardeşi var mıydı, bilmiyor. Hafızası silinmeden önce de ismi Kyla mıydı, onu bile bilmiyor. Bileğinde bir levoyla yaşamak zorunda, yeri geldiğinde onu öldürebilecek bir levoyla. Hiç tanımadığı insanlarla yaşamak, onlara anne baba demek zorunda.  Ona ikinci şansa sahip olduğu için minnettar olması gerektiğini söylüyorlar fakat o bundan pek emin değil.

Bir insan neden suçlu olduğunu bilmiyorsa suçlu olup olmadığını nasıl bilebilir?
Kyla diğer programlanmışlardan çok daha farklı. Programlanmanın amacına karşı koyduğunun henüz farkında değil fakat daha tehlikeli şeyler söz konusu. Geçmişten gelen fısıltılar…

İçinde asiliğin filizlendiğinin henüz farkında bile olmayan Kyla’nın programlanmış arkadaşlarından biri olan Adam ile arasındaki romantik ilişki de kitabı güzel kılan şeylerden biri. Zaten ben Adam’ı çok sevdim, tamam, sonlara doğru ona sinir olmaya başladığım doğrudur ama sevdim. Aşırı derecede aptalca davrandı ama sevdim işte, inkar edemem. Yine de ona sinir oluyorum.

Kitap genel itibariyle iyi kurgulanmış güzel bir eser. Benim puanım 4 ama tavsiye ettiklerimin arasında. Distopya, bilimkurgu (Bilimkurguya giriyor mu açıkçası pek emin değilim. Sanırım girmiyor.) seviyorsanız kaçırmamanız gereken bir kitap.

Serinin diğer kitabı “2055: Büyük Hesaplaşma” yorumunda görüşürüz diye umut ediyorum. Çünkü o yazıyı yazmak için çok heyecanlıyım, azıcık spoiler falan verebilirim.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder